28 Ocak 2020 Salı

Harekete geçmek için beş farklı pratik teknik... (4. bölüm)

Eylemsizlik ve isteksizlik depresyonunun kadim dostlarıdır. En hafif depresyonda bile görülür. Bunlardan kurtulmak ise zor değil. İşte kendi kendinizi harekete geçirmek için beş pratik teknik



Eylemsizlik ve isteksizlik depresyonunun kadim dostlarıdır. En hafif depresyonda bile görülür. Bunlardan kurtulmak ise zor değil. İşte kendi kendinizi harekete geçirmek için beş pratik teknik
İnsanlar sadece düşünmezler, yaparlar. Sorun olan şu ki, depresyondaki kişi bir şey yapmayı pek istemez!
 
Depresyonun en yıkıcı yanlarından biri, isteğinizi felç etmesidir. En hafif depresyonda, basitçe birkaç sıkıcı angaryayı erteleyebilirsiniz. İstek eksikliğiniz artıkça, herhangi bir etkinlik öylesine zor gözükür ki hiçbir şey yapmama isteğiyle boğulmaya başlarsınız. Çok az başarı elde ettiğiniz için gitgide daha kötü hissedersiniz.
 
Sadece kendinizi normal uyarı ve zevk kaynaklarından mahrum etmekle kalmazsınız, üretkenliğinizin olmaması kendinize öfkenizi artırır, insanlardan daha fazla uzaklaşmaya başlarsınız.  
 
İçine düştüğünüz duygusal hapishanenin farkına varmazsanız, bu durum haftalarca, aylarca hatta yıllarca sürebilir. Öncesinde sahip olduğunuz enerjiden gurur duyuyorduysanız, eylemsizliğiniz daha da sinir bozucu olabilir.
 
Peki eylemsizliğinizden ve isteksizliğinizden nasıl kurtulacaksınız?
 Dr. David Burns, 'İyi Hissetmek' kitabında kişinin kendi kendini harekete geçirmesi için 15 farklı tekniği anlatıyor. Bu tekniklerin çoğunluğu kağıt üzerinde hazırlayacağınız çizelgeler ve bu çizelgelere düşülen notlardan oluşuyor.
Kitapta ayrıntılarıyla yer alan bu tekniklerden birkaçı kısaca şöyle:
 

1- Günlük aktivite programı: Her gün yapmak istedikleriniz için saat saat bir plan hazırlayın. Eylem planınızda, giyinmek ya da yemek yemek bile olur. Günün sonunda o zaman dilimlerinde gerçekte ne yaptığınızı yazın. Duvara bakmak bile olsa bunu yazın. Her bir etkinliğin yanına ise ustalık veya zevk mi olduğunu belirtin. Bunları da 0'dan 5'e değerlendirin. Ekinliklerinizin en azından bir bölümünü gerçekleştirdiğinizi görmek depresyona karşı mücadelenize yardım edecektir.

Örneğin giyinmek ustalık gerektiren ve 1 puanlık kolay bir işken, çok fazla yememek daha mücadele gerektiren 4 ya da 5 puanlık bir eylemdir.
 

2- Erteleme karşıtı form: Her gün ertelediğiniz bir aktivitenin çizelgesidir. Bir kağıda söz konusu aktiviteyi adım adım yazın, her birinin karşısına tahmin ettiniz zorluk derecesini ve tahmin ettiğiniz tatmini yüzdelik olarak belirtin. Her aşamayı tamamladıktan sonra hem onu yapmaktan aldığınız zevkin miktarını hem de gerçekte ne kadar zor olduğunu yine yüzdelik olarak belirtin.

Örneğin aktiviteniz yemek yapmak. Adımları: Yemek malzemelerini tezgaha koymak, yardımcı mutfak gereçlerini hazırlamak, malzemeleri yıkayıp hazırlamak, tencereyi ocağa koymak vs.
 

3- İşlevsel olmayan düşüncelerin günlük kayıtları: Belli bir iş hakkında düşünürken aklınızdan geçen düşünceleri basit bir şekilde yazın. Sonra bu düşüncelerin gerçekçi olmadığını gösteren uygun mantıklı yanıtlar yazın. Sizi üzen düşünceleri yazdığınızdan emin olun.

 

4- Kendinizi onaylamayı öğrenin: Sıklıkla kendinizi yaptığınız şeyin bir önemi olmadığına ikna eden misiniz? Bu kötü alışkanlığınız varsa, Nobel ödüllü biri ya da bir bahçıvan olmanız fark etmeyecektir.

Bu yıkıcı eğilimi tersine çevirmek için düşüncelerinizi belirlemelisiniz. Kendinizi aşağıladığınız ifadeleri bir tarafa, kendinizi onayladığınız ifadeleri karşısına yazın. Örneğin bulaşık yıkadınız ve bunu herhangi biri yıkayabilirdi. Ama unutmayın bu sıkıcı işi yaptığınız için ödülü hak ediyorsunuz!
 

5- Küçük ayaklara küçük adımlar: Basit ve açık bir kendini harekete geçirme yöntemi de, önerilen bir işi küçük bileşenlerine bölmeyi öğrenmektir. Bir işi, halledilebilir boyutlardaki parçalarına ayırmanın oldukça kullanışlı bir yolu zaman sınırlaması koymaktır. Belirli bir işe ne kadar zaman ayıracağınıza karar verin, belirlenmiş zamanın sonunda durun ve bitirmiş olsanız da olmasanız da eğlenceli bir şey yapın.

 
Yarın: 'Ama'lardan ve 'Yapamam'lardan nasıl kurtulursunuz?
 
 
 
 
Hazırlayan: Fatma Belgin



73288b4a58694c49b9f3bbfe5f891e23

Burcu Özberk stilini mercek altına aldık

Kanal D'de oynayan Güneşin Kızları dizisinin oyuncularından Burcu Özberk'in Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarda kendine has stilini ortaya koyuyor

Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


Burcu Özberk'in Instagram stili


0b9f1b165ca6436b8596838907b867fb

Folik asit nedir ve ne için kullanılır?

Genellikle hamileliğin ilk haftalarında, hatta bazen hamile kalmadan önce takviye olarak kullanmaya başlanması gerektiğini bildiğimiz folik asit aslında nedir, ne işe yarar?



Genellikle hamileliğin ilk haftalarında, hatta bazen hamile kalmadan önce takviye olarak kullanmaya başlanması gerektiğini bildiğimiz folik asit aslında nedir, ne işe yarar?
Folik asit nedir?
Folik asit, B vitamini ailesinin bir üyesidir ve DNA sentezi ve hücre bölünmesi süreçlerinde önemli yeri olan bir vitamindir. Folat ya da B9 vitamini olarak da bilinir.
 
Folik asit ne işe yarar?
 
Folik asit eksikliği nasıl anlaşılır?
Vücutta yeterli miktarda folik asit bulunmadığında kansızlık, unutkanlık, aşırı yorgunluk, baş dönmesi, nefes darlığı gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtiler diğer bir B grubu vitamini olan B12 eksikliğinde de görülebileceğinden, bir uzmana danışmanız folik asit eksikliğinin tespit edilebilmesi için önemlidir. Bunun için doktora gittiğinizde kan tahlili yapılabilir ve kanınızda ne kadar folat ve B12 olduğuna bakılabilir.
 

 
Folik asit eksikliği neden olur?
Folik asit ve B12 yönünden zengin yiyeceklerden tüketmiyorsanız veya vücudunuzun verimli bir şekilde folik asit emilimi yapabilmesini engelleyen türde (huzursuz bağırsak sendromu gibi) bir hastalığınız varsa folik asit eksikliği yaşayabilirsiniz. Ayrıca böbrek veya karaciğerle ilgili bir sorun yüzünden çok sık tuvalete çıkmanız halinde de folik asit kaybediyor olabilirsiniz.
 
Eğer hamileyseniz, vücudunuzda meydana gelen değişiklikler ve bebeğin gelişim süreci, daha fazla folik aside ihtiyaç duymanıza neden olur.
 
Kanser hastalığı, kan veya dolaşımla ilgili hastalıklar ya da vücutta inflamasyon gibi durumlarda da folik asit seviyelerinde ciddi oranda düşüş gözlemlenir.
 
Hamilelikte neden folik asit kullanılır?
Hamile kalmayı planlayan kadınlara genellikle erkenden folik asit takviyesi almaya başlamaları önerilir. Öncesinde alınmadıysa da hemen hemen tüm kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, hamile olduğunu öğrenen kadınlara folik asit almalarını önerirler. Peki folik asit neden hamilelikte özellikle önemli?
 
Hamilelikten önce ve hamilelik boyunca alınan folik asit takviyesinin, bebeğin omurgasında ve beyninde oluşabilecek hasarlara karşı koruyucu olduğu biliniyor. Özellikle hamileliğin ilk haftalarında folik aside duyulan ihtiyaç artar, çünkü bebeğin beyin ve spinal kord gelişimi 3. ve 4. haftalarda olur. Bu erken dönemde folik aside ihtiyaç duyulmasından dolayı hamile kalmadan önce annenin vücudundaki folik asit eksikliğini gidermiş olmasının daha avantajlı olduğu düşünülür.
 
Folik asit kullanmak, sinir yolu kusurları olarak bilinen beyin ve omurilik merkezli doğum kusurlarını önler. Açık omurga (spina bifida), en yaygın sinir yolu kusurlarındandır. Bu kusurlar, beyin hasarına ya da beyin gelişiminin yarım kalmasına sebep olarak en ciddi vakalarda sakatlıklara neden olabilir. Bu sorunların çoğu (yaklaşık %70'i), folik asit tüketimi ile önlenebilir.
 
 
Folik asit hangi yiyeceklerde var?

Mercimek
Folat açısından en zengin gıdalardan birisi mercimektir. Mercimeğin içinde demir, lif ve yavaş yanan karbonhidrat gibi pek çok yararlı madde de vardır. Kuru mercimeği, pişirmeden önce ıslatmanıza gerek yoktur ve diğer bakliyatlarla karşılaştırıldığında pişirilmesi daha kolaydır.
 
Yapraklı yeşillik
Koyu yeşil yapraklı sebzeler yüksek oranda vitamin konsantrasyonu içerir. Taze ıspanak, karalahana bunlardan bazıları. Mümkünse salatasını yaparak çiğ olarak da tüketin.
 
Turunçgiller
Büyük bir portakal, 55 mg folat içerir. Portakalı tek başına yiyeceğiniz gibi, tavukla ya da kereviz gibi sebzelerle pişirerek de tüketebilirsiniz.
 
Kuşkonmaz
Buharda pişmiş kuşkonmaz, folik asit deposudur. Kuşkonmazı, yardımcı meze olarak kullanabileceğiniz gibi, bezelye gibi sebzelerle pişirerek ana yemek olarak da kullanabilirsiniz.
 

 
Kuru fasulye
Türklerin en çok tükettiği yemeklerden biri olan kuru fasulye de bol miktarda folik asit içerir. Kuru fasulyeyi pişirmeden önce ıslatmayı unutmayın.
 
Brokoli
Brokoli günlük folik asit ihtiyacınızın dörtte birini karşılar. Besin açısından zengin bu süper yiyecek, aynı zamanda C vitamini, beta karoten, lif, kalsiyum ve demir kaynağıdır.
 
Tahıllı ekmek ve kahvaltılık gevrek
Tahıldan elde edilen yiyeceklerin folik asit miktarı yüksektir. Bunları, normal folat kaynağı olan gıdalarla birlikte tüketin (brokoli, ıspanak gibi).
 
Ay çekirdeği
Bir avuç dolusu ay çekirdeğinde yaklaşık 82 mikrogram (mcg) folik asit bulunur. Atıştırmalık olarak kullanılabileceği gibi, ekmek hamuruna katılabilir ya da salatalara ya da çorbalara serpilebilir. Ayçekirdeği aynı zamanda harika bir demir ve kalsiyum kaynağıdır.
 
Avokado
Somon balığı ve ceviz gibi, avokadoda da omega 3 yağlı asitleri ve kalbinize faydalı yağlar vardır. Bir dilim avokadonun içinde 90 mcg folik asit bulunur. Avokado, bebeğinizin gelişen beyni için de çok faydalı.
 
Hamilelikte kullanılan folik asit otizmi önleyebilir
Norveç'te yapılan bir araştıma, gebelik döneminde folik asit kullanmış annelerin çocukları üzerinde 9 yıl süren bir çalışmayla folik asit takviyesinin otizme karşı da koruyucu olabileceğini ortaya çıkardı. 2002-2008 yılları arasında doğan 85 bin çocuk üzerinde yapılan araştırma, anneleri gebelik döneminde folik asit takviyesi kullanan çocuklardaki otizm riskinin folik asit kullanmayan annelerin çocuklarına oranla %40 daha az olduğu ortaya çıktı.
 
Hamilelikte folik asit kullanımı zararlı olabilir mi?
Hamileliğin erken dönemlerinde alınan folik asit takviyesinin, gebeliğe bağlı şeker hastalığı ile ilişkilendirilebileceği ortaya çıktı.
 
Diabetic Care'de yayınlanan yeni bir rapora göre, hamileliğin ilk dönemlerinde kullanılan takviye folik asit ya da folat, gebeliğe bağlı şeker hastalığı riskini artırıyor. Folik asit, gebe kadınlarca doğum kusurlarını engellemek adına kullanılıyor. Bu yararından dolayı, folik asitin, besleyici madde güçlendirici olarak unlara eklenmesi bile söyleniyor. Bu rapor, insanlara, folik asit takviyesinin potansiyel risklerini yeniden hatırlatıyor.
 
Gıda takviyelerinde, besleyici madde güçlendirici olarak bulunan folik asitler, sentetik kimyasallardır. Gebeliğe bağlı şeker hastalığında risk artışı ile olan ilişkisinin yanı sıra, sentetik folik asit takviyesi, göğüs kanserinde risk artışı ile de ilişkilendiriliyor. Dolayısıyla folik asit takviyeleri, besleyici madde olarak düşünüldüğünde, duruma ihtiyatla yaklaşmak gerekiyor.
 
Gebeliğe bağlı şeker hastalığını destekleyen tek şey, folik asit değil. Yüksek miktarda tüketilen fast food, kırmızı et ve demir takviyesi gibi besinler ve besin bileşenleri de gebeliğe bağlı şeker hastalığında risk artışı ile ilişkilendiriliyor. Kırmızı etin problemi, muhtemelen yapısındaki hem-demir. Kırmızı ette bulunan yüksek konsantrasyondaki demir – özellikle de hem-demir – lipid peroksidasyonunu artırarak şeker hastalığı da dâhil olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açabilir.
 
Sebzelerde doğal yollarla bulunan folik asidin herhangi ciddi bir etkiyle ya da sağlık sorunu ile ilişkili olmadığı unutulmamalıdır.
 
 
Hamilelikte ne zaman folik asit kullanılmalı?
Folik asit, hamile kadınlar için ise hamileliğin erken dönemlerinde özellikle önemlidir. Folik asit, vücutta depolanmaz; bu yüzden, hamile kalabilecek kadınların her gün folik asit almaları gereklidir – bebek, aklınızdaki son şey olsa bile.
 
Kadınlar, hamilelikten bir gün önce ve erken hamilelik döneminde, ekstra 400 mikrogram folikaside ihtiyaç duyarlar. Sinir yolu kusuru görülen doğum riskini en çok azaltan dozun bu olduğu bilinmektedir. Folik asidi, ayrı bir takviye olarak almak en iyi yöntemdir; çünkü böylelikle günde 400 mikrogramlık doğru dozu aldığınızdan emin olabilirsiniz. Etiketi kontrol edin. Folik asit, oldukça ucuzdur; fiyatı 10 liradan azdır.
 
Hamileliklerin yaklaşık yarısı, plansız gerçekleşmektedir. Bebeğin omuriliği, hamileliğin ilk 28 gününde tamamen oluşur – belki de biz daha hamile olduğunuzu fark etmeden önce. Bu yüzden hamile kalmadan önce folik asit kullanılmaya başlanması çok önemlidir.
 
Her 4 kadından yalnızca 1'i, hamile kalmadan önce folik asit kullanıyor. Birçok kadın, folik asit kullanarak bebeklerini sinir yolu kusurlarına karşı koruyabileceklerini biliyor; ancak çok azı, hamile olduklarını anladıktan önce folik asit kullanmaya başlıyor. Bu yüzden, kadınların folik asit kullanma alışkanlığı edinip günlük folik rutinlerine başlamaları teşvik ediliyor.
 
Kaynaklar:
"Hayat Kurtaran Vitaminler ve Minaraller" Prof. Dr. Metin Özata

  



fdaaae89ff314bf7a71826f480b3efbd

Çocuklarda en sık görülen yaz hastalıkları

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Abdurrahman Yıldırım'a bu yaz çocuklarda en sık görülen hastalıkları sorduk, işte yanıtları.



Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Abdurrahman Yıldırım'a bu yaz çocuklarda en sık görülen hastalıkları sorduk, işte yanıtları.
Yazın güneşli havalarda dışarıda olunan sürenin artması, temiz olmayan su ve gıdaların bilinçsizce tüketimi ayrıca el temizliğine dikkat edilmemesi çocukların birçok hastalığa yakalanmasına neden oluyor.
 
Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Abdurrahman Yıldırım'a çocuklarda bu yaz en sık görülen hastalıkları ve tedavilerini sorduk.
 
İşte yaz aylarında çocuklarda en sık görülen 5 hastalık:
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çocukları yaz hastalıklarından korumak için…
Temizliğinden emin olunmayan su ve gıdaları çocuklara vermeyin

Uzun süre güneş altında kalmamasına özen gösterin

Uygun koşullarda temizliği yapılmayan yüzme havuzlarından çocuklarınızı uzak tutun

Kalabalık ortamlarda daha az zaman geçirmesine dikkat edin

Böcek sokmaları ve alerjik reaksiyonlara karşı önlemlerinizi alın

Travmalara bağlı oluşan kırık ve çıkıklar için çocukları yakın takip edin

 
 
 
Hazırlayan: Nuran Başyurt



9194ca0f25504232a42baffd380cb3d6

19 Ocak 2020 Pazar

Ünlü astrologlardan Boğa Dolunay'ı yorumu

Ünlü astrologlar Instagram hesaplarında bugün saat 16.20'de gerçekleşen Boğa Dolunay'ına dair yorumlar paylaştı...

Hande Kazanova: Sabır ve iyi niyet!

Tüm haftaya Boğa burcunda oluşan Dolunay damgasını vurabilir. Bu Dolunay'da ilişkilerimizde attığımız adımların bize geri dönüşünü göreceğiz! Güvende olmak için ruhsal ve duygusal olarak yenilenmeye başlamadan önce dünyevi olarak nelere sahip olduğumuzu görmeye ihtiyacımız var! Merkür'le karşıt şekilde oluşan Dolunay iletişim sıkıntılarını, kararsızlıkları ve bocalamaları karşımıza getirebilir. Duygularımızı nasıl ifade ettiğimiz önemli olacak! Diğer yandan enerjimizi, şans ve fırsatlarla yenileyebilir, kötü alışkanlıklarımızdan kurtulabiliriz. Dengesizlikler yaşasak bile sabır ve iyi niyetle sorunlarımızı aşabiliriz. Kendimize ve iç dünyamıza odaklandığımızda sözlerimizi tutmak ve organize olmak kolay olabilir. Dolunay'ın yöneticisi Venüs'ün Neptün'le olumsuz kontağı Perşembe günü ilişkilerimizde ve parasal konularda sorunları ve hayalkırıklıklarını karşımıza getirebilir. İyi bir hikaye anlatıcısı olacağımız bu hafta kendi yalanlarımıza, kandırmacalarımıza başkalarını alet etmeyelim! İyi niyet, dürüstlük ve kaçak oynamadan yapılan yüzleşmeler hayatımızı kurtarabilir.


Dinçer Güner: 10 - 12 gün kadar etkili

Merkür retrosuna denk gelmesi açısından önemli bir Dolunay. Boğa burcu Dolunay'ı zamanında daha dingin, sakin ilerlemek isteriz. Parasal konular gündemimizde olabilir. Verimli işlerimizi ortaya koyabiliriz. Merkür akrep burcunda retroda olduğu için para ile ilgili hareketlere dikkat etmekte fayda var, bu konularda sorunlarla karşılaşabiliriz. Bu konularda yeni bir imza atacaksanız eğer 22 kasıma kadar ertelemekte fayda var.


İlkay Akbay: Huzura, dünyaya geri çağrı dolunayı

Toparlanın bu gece akrepten gidiyoruz. Yetti bu derinlikler, sular, okyanuslar. Karanlık olacak demiştim ama sahiden zorlayıcı oldu bu ağır konular. Neyi dönüştük, neyi öldürdük, nerede neyi gördük göremedik, buradaki mânâ ne derken bu derinliklerden bir miktar fenalık geldi. Ben ki ileride boğa kocamın restoran hayali gerçek olursa adı Mânâ olsun diyen insanım, "Bence mânâ falan yok hiçbir şeyde, kapatın şu konuyu rica edeceğim" kafasına varacağım az kaldı. Neyse yine de gökyüzünün düzenini seviyorum. Bizi bu mânâlı, dönüşümlü, doğum sancılı denizin ortasında karaya çekiyor bir miktar. Akrep derinlikse, ruhsallıksa boğa da eliyle tutabildiği, gözüyle görebildiği, kulağıyla duyabildiğiyle ilgilenir. Huşuyu, akrep gibi ruhun derinliklerinde değil, güneş batışının güzelliğinde, damakta eriyen bir lezzette, doğanın kokusunda, dokusunda bulur. 5 duyusuyla hisseder varoluşu. Ötesini berisini sorgulamaz. İçindekini, arkasındakini akrep gibi iğdiş etmez. Bizim de şimdi, biraz böyle nefeslenmeye ihtiyacımız var. Etrafımızdaki dünyanın güzelliklerini görmeye, tadını çıkarmaya ihtiyacımız var. Nefesinizi dinleyin. Nefes alıyorsun. Demek ki hayattasın ve güvendesin. Şükredelim, başımızdaki çatı için, soframızdaki yemek için, su için, her gün binbir renk cümbüşüyle uğurladığımız ve karşıladığımız güneşimiz için, ışığıyla büyüleyen ayımız için. Ruhumuzu besleyen müzik için, kitaplar için, onları yaratanlar için. Bugün, iki dakikalığına bile olsa bir ağacın yamacına gidin, bir sarılın. Bir hayvanın başını okşayın. Sonbahar yapraklarının güzelliğini görün. Güneşin batışını içinize çekin. Güzel bir yemek pişirin, güzel bir sofra kurun. Güzellikler düşünün, bolluk, iyilik, güzellik içinde olduğunuza şükredin. Bugün hatırlama günü; Hayat güzeldir.


Öner Döşer: Sarılın

Boğa Dolunayı dokunmak, sarılmakla alakalı...


İlkay Çıkla: Gergin enerjilere dikkat

Boğa burcundaki Dolunay 12 kasım salı saat 16.30 civarında olacak. Öncesinde ve sonrasındaki birkaç saati meditasyon, olumlama, dua, dilek gibi ruhsal çalışmalar için kullanabilirsiniz. Bu dolunay, her ne kadar güzel bir dolunay olsa da; bazı gergin enerjileri de barındırıyor. Akrep burcundaki Merkür ve akrep burcunun zehirli etkileri nedeniyle… ihanetler, dedikodular, aslı olmayan söylentiler, gizli olayların ortaya çıkması, düşmanlıklar, kötü niyetli kişiler, laf anlamayan kişiler ve tuhaf durumlar gibi temaların hafta boyunca etrafımızda olacağını söylüyor. 19 kasımda Mars akrep burcuna geçince durumlar daha içinden çıkılmaz bir hale gelebilir. Ne yapmalıyız? İlk olarak güdüsel-duygusal davranmak yerine aklımızla ve mantığımızla karar almamız gerekli. Güdüsel tepkiler, hırsla, kinle, bencillikle yapılan davranışlar sert şekilde geri tepebilir. Karşı taraftan ciddi bir savunma ve hatta saldırı gelebilir. Bu yüzden gergin ortamlardan uzak kalmaya özen gösterelim. Duyduğumuz dedikoduların birçoğu gerçeği yansıtmayan, hatta kasıtlı olarak çıkartılan durumlardır, 23 kasıma kadar duyduklarımıza inanmayalım, gerçekler düşündüğümüzden çok farklı olabilir. En önemlisi isteklerimiz konusunda takıntılı/saplantılı olmadan sonuca varabilmeyi başarmak önemli. Akrep burcunun gölge yönü olan: "ya hep ya hiç" mantığı bu dönemde iyi sonuç vermez. Akrep burcu bir şeyi 'fazlaca ister' ve 'bedeli ne olursa olsun' ödeme taraftarıdır. Bu ise 'ölçülülük' erdemine zıt bir tutumdur ve uzun vadede insanı hırpalayan ve tüketen bir tutuma dönüşür. Mars'ın terazi burcundaki konumu bize orta yolu bulmayı, makul ve ölçülü olmayı, 'illa benim istediğim gibi olacak' diye diretmemeyi ve diğer seçenekleri de gözden geçirmeyi öğütlüyor. Bazı olayların beklediğimiz gibi gitmemesi, çevremizdekilerden gelen tepkiler vs. sinirlerimizi gerebilir ancak olaylara veya kişilere takılmadan uzaktan bir bakış açısıyla olayları yönetmek gerek. Gözünüzü kapatın ve 20 yıl sonraya gidin, bu olay hala önemli mi? Hayatınızda var mı? Yoksa, üzerine düşünüp moralinizi bozmayın.


Zeynep Turan: Panik olmayın

Bugün duygularınıza yetişmekte zorlanırsanız, panik olmayın. Gökyüzünde güçlü ve etkili bir Dolunay var. Bir taraftan da Merkür gerilemesi devam ediyor. Anlayacağınız gökyüzü de duygularımız gibi karışık. Bugünlerde tepkisiz olduğunu düşündüğünüz kişilerin bile enteresan davranışlar sergilediğini görebilirsiniz. Bu süreçte hiç ummadığınız kişilerin ağzından hiç ummadığınız kelimelerin dökülebileceğini de vurguluyor gezegenlerin seyri. Aman dikkat!


Susan Miller: Baldan tatlı bir dolunay

12 kasımda Boğa burcunda baldan tatlı bir dolunay gerçekleşecek. Bu dolunayın etkisini dört gün önce veya sonrası günler içinde hissedebilirsiniz. Bütün dolunaylar gibi müthiş bir enerji ortaya çıkıp bazı şeyleri sonuçlandırmanıza yardım edecek.


41a748d20dcf4ce8aa656b95762b7666

Türkan Saylan kimdir?

1935 İstanbul doğumlu Türkan Saylan 73 yaşında, 18 Mayıs 2009 yılında vefat etmişti. Türkiye'nin en önemli eğitim savaşçılarından biri olan Türkan Saylan'ın görülmemiş fotoğraflarıyla kısa biyografisi...

Tıp Fakültesi mezunu

13 Aralık 1935 İstanbul doğumludur. Cumhuriyet döneminin ilk müteahhitlerinden Fasih Galip Bey ile (evlendikten sonra Leyla adını alan) İsviçreli Lili Mina Raiman çiftinin beş çocuğunun en büyüğüdür. 1944-1946 yıllarında Kandilli İlkokulu ve 1946–1953 yıllarında Kandilli Kız Lisesi'nde okudu. 1963'te İstanbul Tıp Fakültesini bitirdi. 1964-1968 yılları arasında SSK Nişantaşı Hastanesi'nden Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanlığını aldı.


42 yaşında profesör oldu

1968 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı'nda Başasistanlığa başladı. 1971'de İngiliz Kültür Heyeti'nin bursuyla İngiltere'de ileri eğitim gördü, 1974'de Fransa'da ve 1976'da İngiltere'de kısa süreli çalışmalar yaptı, 1972'de doçent, 1977'de profesör oldu. 1982–1987 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı'nı, 1981–2001 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü'nü yürüttü.


Kadın Sağlığı dersleri verdi 

1990'da oluşturulan "İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi"nin kuruluşunda görev aldı ve 1996'ya kadar müdür yardımcılığı ile Kadın Sağlığı derslerinin koordinatörlüğünü yaptı. Dermatoloji Kliniği öğretim üyesi olarak 2002 yılı sonuna kadar çalıştı ve 13 Aralık 2002'de emekli oldu.


Cüzzamla savaştı 

1976 yılında cüzzam çalışmalarına başladı, Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı'nı kurdu. 1986'da kendisine Hindistan'da "Uluslararası Gandhi Ödülü" verildi. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü'nün lepra konusunda danışmanlığını yapmıştır. Uluslararası Lepra Birliği'nin (ILU) kurucu üyesi ve başkan yardımcısıdır. Avrupa Dermato Veneroloji Akademisi'nin ve Uluslararası Lepra Derneği'nin üyesidir. Dermatopatoloji Laboratuvarının, Behçet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniklerinin kurulmasında yer aldı. 1981-2002 yılları arasında 21 yıl gönüllü olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği'ni yaptı.


Sivil Toplum gönüllüsü 

Özellikle kırsal alanda yaşayan kız çocuklarının eğitimi için durmadan çalışan Saylan, 1989 yılında, "Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak" amacı ile oluşturulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇYDD) kurucularındandır ve uzun bir süre Genel Başkanlığını yürütmüştür.


9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu üyeliğine seçilmiştir.


YÖK üyeliğine getirildi 

10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Üniversitelerarası Kurul kontenjanından 2 Şubat 2001'de YÖK üyeliğiyle görevlendirilmiş 13 Aralık 2002'de üniversitelerdeki görevlerinden yaş haddinden ötürü emekli olduğu için ayrılmıştır. Mart 2003'te ise Bakanlar Kurulu kontenjanından YÖK üyeliğine getirilmiş ve bu görev Mart 2007'de bitmiştir.


2003–2004 arasında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyeliği ve İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu üyeliklerinde bulunmuştur.


Bugüne kadar çok sayıda ödüle layık görüldü

İngiltere dermatologlarının derneği olan Dowling Kulübü (1978) ve "Kuzey Amerika Klinik Dermatoloji Derneği" (1996) tarafından onur üyesi seçilmiştir. 


1996'da İstanbul Üniversitesi kendisine "Atatürk İlke ve Devrimleri" ödülünü vermiştir.


Yayınları

 

2005 yılı itibarı ile, toplam 440 yayını bulunmaktadır. Bunların 50'si yabancı dergilerde yayınlanmış tıbbi çalışmaları, 204'ü tıbbi, sosyal ve siyasal içerikli gazete makaleleri, 186'sı ise Türkçe tıbbi dergilerde ve kongre kitaplarında yayınlanmış araştırma, derleme ve olgu bildirimleridir.


Eğitime adadığı hayatı boyunca sayısız ödül aldı 

Hayatı boyunca pek çok üniversiteden sayısız üstün hizmet ödülü, Türkiye'nin en iyi eğitimcisi ödülü, aydın insan ödülü almıştır. 


2009'da vefat etti 

1957'de evlendi ve bu evlilikten iki oğlu oldu. Biri grafiker diğeri hekim iki oğlundan iki torunu vardır. Son 17 yıldır meme kanseri hastası olan Saylan, 18 Mayıs 2009 tarihinde saat 04.45'te vefat etti. 


En yürekli kadın 

1996'da İstanbul Üniversitesi kendisine "Atatürk İlke ve Devrimleri" ödülünü vermiştir.
İngiltere dermatologlarının derneği olan Dowling Kulübü (1978) ve "Kuzey Amerika Klinik Dermatoloji Derneği" (1996) tarafından onur üyesi seçilmiştir. Bugüne kadar çok sayıda ödüle layık görülmüştür.
"Atatürk İlke ve Devrimleri Ödülü" İstanbul Üniversitesi (1996),
"Ülkemizde Yılın Kadını Ödülü" (1990),
"Melvin Jones Ödülü" (1991),
"Atatürkçü Düşünceye Hizmet Ödülü" İncirli Lions (1996),
"Kuvayi Milliye Ödülü" Haliç Rotary (1997),
"Fahrettin Kerim Gökay Ödülü" Türk Lions Vakfı (1997),
"Türkiye Ziraatçiler Birliği Dayanışma Ödülü" (1998),
"75. Yıl Ödülü" Türk Kadınlar Birliği Şişli Şb. (1998),
"Uğur Mumcu – Muammer Aksoy Ödülü" ADD İstanbul Şubesi (1999),

"Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi Onur" Ödülü" (2000),
İtalya "Foyer des Artistes Kurumu Ödülü" (2001),
Cüzzamlı Hastalara verdiği uzun süreli hizmet ve getirdiği bakış açısı nedeniyle "Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği 2001 Yılı Ödülü",
"Atatürk Ödülü" Amerika / Atatürk Topluluğu (2001),
"Sanat Kurumu Onur Ödülü" (2002),
"Atatürk / Çağdaşlık Ödülü" Dünya Atatürkçü Kuruluşları (10 Kasım 2003),
"Üstün Hizmet Ödülü" Yıldız Teknik Üniversitesi (2004),
Eğitime yaptığı katkılar nedeniyle "Eğitim Ödülü" TED Koleji,
"Kendinden once hizmet" ilkesine örnek davranışı nedeniyle "100. Yıl Mesleki Başarı Ödülü" Rotary Kulübü,
"İnsan Hakları Ödülü" İzmir Karşıyaka Belediyesi (2004),
"Türkiye'nin En İyi Eğitimcisi" Ödülü - Tempo Dergisi (2004),
Kültür Üniversitesi'nin İstanbul genelindeki üniversitelerin öğrenci ve öğretim üyeleri arasında yaptığı anket sonucunda "Yılın En Yürekli Kadını Ödülü" (2004) ,
"Puduhepa Ödülü" - Adana Kütür Sanat Derneği (2005),
"Meslek Hizmetleri Ödülü" Ankara Emek Rotary Kulübü (Ekim 2005),
"Toplumsal Barış Ödülü" Barış Radyo,
"İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü"
SODEV Sosyal Demokrasi Vakfı (2005),
"İyi Kalpli Ol Ödülü" Türk Kalp Vakfı (2006),
"Yılın Başarılı İş Kadınları Ödülü" Dünya Gazetesi (2006),
"ÇEK Eğitim Ödülü", Çağdaş Eğitim Kooperatifi (2006),
Vehbi Koç Ödülü (2009).
Kabataşlılar Derneği Ahmet Taner Kışlalı " Aydın İnsan" Onur Ödülü (2009)


Hayatı kitaplara konu oldu 

Ayşe Kulin'in yazdığı Tek ve Tek Başına: Türkan adlı Saylan'ın hayatının konu edildiği roman 31 Ekim 2009'da yayımlandı. Senaryosu bu kitaptan uyarlanan Türkan adlı televizyon dizisi Kanal D'de 2010 yılında yayınlanmaya başlamış ve 14 Nisan 2011'de final yapmıştır. Filmi ise 19 Mayıs 2011'de gösterime girmiştir.


Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından 2010 yılından itibaren Türkân Saylan adına bilim ve sanat ödülü verilmektedir.


Türkan Saylan'ı rahmetle anıyoruz 

Türkan Saylan: Hekim olmayı çocukluğumdan beri istedim. Hayatı bir an önce tanımak istediğim için köy hekimi olmayı istiyordum. Evlendim, 2 tane çocuğum oldu. Tıp eğitimim sırasında bir sürü hastalık geçirdim dolayısıyla İstanbul'da kalmam gerekti. İhtisasımı kimsenin tercih etmek istemediği deri ve zührevi hastalıklar konusunda yaptım. Bu bölüme fuhuş nedeniyle gelen kadınlar ve cüzam konusu beni çok ilgilendiriyordu. Cüzamla öğrenciliğimde tanışmıştım. İhtisasımı işçi sigortalarında yaptım, burada işçiyi tanıdım. Bir yandan fuhuş yapan kadınlar, bir yandan cüzamlı hastalar nedeniyle tüm Türkiye'yi dolaştığım için Türkiye'nin temel toplumsal sorunlarını yakından gördüm. Hepsinin eğitime bağlı olduğunu gördüm. İstanbul'da tesadüfen öğretim üyesi olmaya çağrıldım, hiçbir zaman akademisyen olmayı istemiyordum. 38 senedir çalıştığım halde bugün de bir cübbem olmamıştır. Ben pratisyenlikten hoşlanan biriyim. Hep mutfakta çalışmaktan, hep pozitif düşünerek sorunları çözmekten yanayım."


b626df82a2454e449075fd17815ba264