26 Aralık 2019 Perşembe

2019 yılının mercan rengi ünlülerin makyajıyla tescillendi

Makyaj sanatçısı Hamiyet Akpınar, geleneksel olarak yılın rengini seçen global renk otoritesi Pantone'nin 2019 yılının rengi belirlediği canlı mercan ışığında bir görünüme kavuşmanın tüyolarını 2019 rengi seçilmesiyle resmetti.

Makyaj sanatçısı Hamiyet Akpınar, geleneksel olarak yılın rengini seçen global renk otoritesi Pantone'nin 2019 yılının rengi belirlediği canlı mercan ışığında bir görünüme kavuşmanın tüyolarını 2019 rengi seçilmesiyle resmetti. Gökçe Bahadır, Neslihan Atagül Doğulu, Hazar Ergüçlü ve Çağatay Ulusoy'un yeni dizisindeki rol arkadaşı Ayça Ayşin Turan gibi güzeller canlı mercan rengiyle kendini Hamiyet Akpınar'ın eline bıraktı.


Yeni sezonun öne çıkan rengi canlı mercanın insana pozitif enerji veren ve içini ısıtan sıcak bir renk olarak makyajın vazgeçilmez tonlarından biri olduğunu vurgulayan ünlü makyaj sanatçısı; lipgloslarla çoğunlukla dudak makyajında kullanılmasının yanında, yanak ve göz makyajında da sıklıkla görüleceğine dikkat çekti.


Göz alıcı makyaj uygulamalarıyla adından söz ettiren makyaj sanatçısı Hamiyet Akpınar, 2019 yılı makyaj modasının ipuçlarını ve yılın renginin yükselişini değerlendirdi.


Akpınar, eğer canlı bir mercan rengi ruj kullanılacaksa, göz makyajının daha az ve fresh bir görünümde olmasının etkili olacağına değinerek, "Bu rengin alt metninde iyimserlik ve mutluluk arayışı yer alıyor.


Kahve-bronz göz makyajları ile kombinlenirse de sıcak ve güçlü bir görünüm verir. Türk kadının çoğunlukla sarı alt tonlu cilde sahip olduğunu düşünürsek, mercan rengi bizim rengimiz diyebilirim." diyerek sözlerine ekledi.


Usta makyaj artistinin, sezon trendleriyle birlikte yılın rengini keyifle uygulandığı ünlüler arasında Gökçe Bahadır, Neslihan Atagül Doğulu ve Hazar Ergüçlü gibi isimler yer alıyor.








a178ce59fbdd4d7393b71b5586492792

2019 kaş trendleri

Hande Yener, Ayşe Tolga ve Ceyda Ateş gibi ünlü isimlerin makyaj ve kaş uzmanı Özge Özel, 2019 kaş trendlerini anlattı.

Son yıllardaki doğalık akımının devam edeceğini belirten güzellik koçu, "Kaş tasarımlarımda ve makyaj çalışmalarımda benim için en önemli olan unsurdur. Doğal olan her şey güzeldir...2019'da da doğallık ön planda" şeklinde konuştu.

Kaş uygulamaları

Usturalı kaş alımını güçlenmesini istediğimiz bölgelere uyguluyoruz ve böylelikle kaşımızı en az iki sıra daha kalınlaştırmış oluyoruz. Günümüzün en büyük sorunu yanlış alımlardan küsmüş ve dökülmelerden dolayı bozulan kaşlar... Öncelikle bu tarz kaşlarda ilk yaptığımız işlem vitamin ile kaşları gürleştirmek oluyor. Kaşları vitaminle besleyip gürleştirdikten sonra varsa dolmayan kısımlara kısmi dolum işlemi uguluyoruz ve kaş şeklini sabitliyoruz. Vitaminle gürleşemeyecek kaşlara ise microblaiding yapıyoruz.

Microblading kaş uygulaması

Microblaiding, 3D kıl tekniği dediğimiz seyrek olan kaşları yoğunlaştırmak amacıyla ve kişinin kendi kıl renginde ve var olan kaşının çok dışına çıkmadan doğallık prensibimizi koruyarak yaptığımız işlemlerdir.

Kaş şeklini verirken nelere dikkat etmeli?

Bizim için en önemli olan müşterilerimizin istekleridir. Önce onlar ne istediklerini, nasıl mutlu olacaklarını anlatırlar. Sonrasında iş bize düşer. İlk işlemimiz göz başlangıcı ve göz bitişini belirlemek oluyor. Bu bize müşterilerimizin yüzüne yakışıcak olan kaş şeklimizi belirlemede büyük rol oynuyor. Fazlasıyla düşük kaş yapısına sahip kişilerde amaç kaşı daha kalkık göstermektir. Çok kalkık kavisli kaşları ise düşürüp doğal hale getiriyoruz.

Ayşe Tolga - Makyaj ve kaş uzmanı Özge Özel

cba934d83d59400eadaeaaabd0d59db0

19 Aralık 2019 Perşembe

Spor yapmak depresyona ilaç gibi geliyor

Spor yapmak hem depresyonu önlemeye hem de semptomlarını tedavi etmeye yardımcı oluyor! Özellikle sabah erken saatlerde yapılan yürüyüşler adeta ilaç etkisi yaratıyor

Universidade La Salle'den Prof.Dr. Felipe Barreto Schuch ve King's College'dan Dr. Brendon Stubbs, egzersizin depresyon riski ve semptomları üzerindeki etkilerini inceleyen bir çalışma gerçekleştirdiler. Çalışmaya, 266 bin 939 katılımcıyla gerçekleşen 49 veriyi analiz ederek başladılar.


Yaş, cinsiyet, sigara kullanım durumu gibi faktörleri içeren analizlerin sonucunda fiziksel aktivitenin depresyon riskini yüzde 17 oranında azalttığı görüldü. Prof.Dr.Schuch ve Dr.Stubbs 2016'da depresyon tedavisi gören 1.487'den fazla katılımcı ile çalışma gerçekleştirdiler. Bu çalışmalardan da elde ettikleri verileri analiz ederek fiziksel egzersizin çok büyük ve önemli bir antidepresan etkisi olduğu kanısına vardılar.


Ruhumuzu doğrudan etkiliyor

Uzman Klinik Psikolog Gonca Akkaya da egzersizin depresyon tedavilerinde olumlu etkilere sahip olduğunu belirterek şunları söyledi: "Fiziksel sağlık ve ruh sağlığı birbiriyle yakından ilişkilidir. Bedenimiz sağlıklı işlediğinde ruhsal düzeneklerimiz de daha iyi çalışır. Bu nedenle fiziksel egzersizin ruh sağlığını doğrudan etkilediğini biliyoruz. Özellikle depresyon tablolarında spor yapmanın önemini giderek daha fazla ruh sağlığı uzmanı vurguluyor.

Egzersizin biyolojik etkisinin yanı sıra yaşamı düzenlemeye de katkısı var. Psikoterapi süreçleri, kişinin ihtiyacı baz alınarak ilerler. Geçmişi anlamak ve anlamlandırmak kadar güncel yaşamı düzenlemek de son derece kritiktir.


Adeta ilaç etkisi yapıyor

Sporu hayatına düzenli bir biçimde katan danışanlarımızda olumlu sonuçlar aldığımız tartışmasız bir gerçektir. Özellikle sabah erken saatlerde yapılan yürüyüşler adeta ilaç etkisi yapar ve mevcut tedavi sürecine olumlu katkılar sunar.

Tabii bu ilaç ve psikoterapiye ihtiyaç olmadığı anlamına gelmez. Kişinin durumunu bütüncül bir yaklaşımla ele almak daima en iyi sonucu verir."


12a9fbe099b140a4b0fe7681584d8533

Balgamlı öksürüğe ne iyi gelir, neler geçirir? Balgam söktürücü bitkiler ile balgam nasıl atılır?

Özellikle sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan balgamlı öksürük kişiyi oldukça rahatsız edeb bir durumdur. Balgamlı öksürük, solunum yollarında meydana gelerek, sümüksü bir kıvamda olur. Balgamlı öksürük çoğu zaman dışarıya atılamaz. Balgamlı öksürüğe ne iyi gelir, balgamlı öksürük nedenleri nelerdir, balgamlı öksürüğü kesmek için neler yapılabilir sorularını sizler için araştırdık.

Balgamlı öksürük kişinin solunum yollarında meydana gelerek günlük hayatta çeşitli sıkıntıların yaşanmasına neden olur. Balgamlı öksürük genellikle kışın soğuk havalarda veya sigarayı çok fazla içen kişilerde meydana gelir.

Balgam nedir?
Balgam, akciğerlere trake borusuyla devamında salgılanan bir salgıdır. Mukus olarak ta bilinir. Trake borusuna kaçmış olan toz gibi maddeleri kendine yapıştırmak ve dışarıya atabilmek için oluşur. Trakede iki farklı hücre bulunur. Bunlardan biri olan goblet hücresinde bu salgı meydana gelir.

Balgam genellikle kişinin akciğerlerinde toplanır sonrasında ise ağız yoluyla dışarıya atılır. Ancak çoğu zaman akciğerler balgamı dışarıya atmakta zorlanırlar. Bu durumun sonucunda insanlar, balgamlı öksürüğe ne iyi gelir, öksürük balgam söktürücü bitkiler nelerdir gibi soruların cevaplarını araştırmaya başlamışlardır.

Soğuk havaların yüzünü iyiden iyiye gösterdiği şu günlerde sizde balgamlı öksürükten şikâyetçiyseniz birazdan vereceğimiz balgamlı öksürüğe ne iyi gelir sorusuna verdiğimiz cevapları okuyabilirsiniz.

Balgamlı öksürüğü kesmek için yapılması gerekenler
Buharlı su yöntemi

4 su bardağı suyu kaynatın. İçerisine bir çorba kaşığı deniz tuzu ekleyin. Su ılındığında burnunuzu bu su yardımıyla yıkayın.

Tereyağlı pekmez
1 su bardağı suyu tencereye atıp kaynatın. Daha sonra içerisine 1 çorba kaşığı pekmez, 1 çorba kaşığı da tereyağı ekleyin. Bu şekilde ocakta kaynadıktan sonra ılınmasını sağlayın. Ilııdıktan sonra aara ara için.

Limonlu su
Suyun içerisine sıkacağınız limon suyu da balgamı söktürmeye yaracak bir diğer önemli yöntemler arasında yer alır. Gün içerisinde içtiğiniz suyun içerisine ekleyeceğiniz birkaç damla limonun balgam söktürücü özelliğinden faydalanabilirsiniz.

Sıcak su buharı
Buharlı sıcak duşta balgam söktürmeyi sağlayacak diğer önemli etkenlerdendir. Duşa girdiğinizde de buhardan faydalanacağınız gibi, tencerede de uygulayabileceğiniz bir diğer yöntemle de buhardan faydalanabilirsiniz.

Balgamlı öksürüğü gidermekteki en önemli amaç solunum yollarındaki tıkanıklığı giderip, öksürüğü de aynı anda azaltmak içindir. Balgamı aynı zamanda doğal tedavi yöntemleri ile de azaltabilirsiniz. Ancak bunun için balgam söktürücü bitkileri bilmeniz gerekir.

Balgam söktürücü bitkiler nelerdir?
Zencefil

• Zencefil öksürüğü azalttığı gibi balgamında hızlı bir şekilde atılmasına yardımcı olur. Bir kaşık taze zencefil dilimleri bir fincan kaynamış suya eklenir. Birkaç dakika demlenmesi sağlanır ve ardından, 2 çay kaşığı bal eklenir. Bu yatıştırıcı zencefil çayı gün boyunca birkaç kez içilir.

Zerdeçal
Zerdeçal, güçlü antiseptik içeriğine sahiptir. Solunum yollarında aşırı mukus üretimine neden olan bakterilerin ölmesini sağlar.

• Bir çay kaşığı zerdeçal bir bardak sıcak süte eklenir. Bu karışım, sabahları bir kez içilir ve yatmadan önce de bu durum tekrarlanır.

Meyan kökü
Meyan kökü çay olarak tüketildiğinde balgam söktürücü özellik göstermektedir. Meyak kökü aynı zamanda astım, bronşit ve solunum sistemi ile ilgili diğer hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır.

Rezene
Rezene çayının öksürüğü azaltmanın yanı sıra balgam söktürücü özelliği de bulunmaktadır. Aynı zamanda rezene çayı kuru öksürüğü de zamanla iyileştirir.

Anason
Anason bitkisinde creosol ve alpapinene maddeleri bulunmaktadır. Bu maddeler burun tıkanıklığını geçirerek, mukus oluşumunu gidermeye yardımcı olur.

Kekik


Kekik çağı eski dönemlerden beri grip ve soğukalgınlığı tedavisinde kullanılmaktadır. Aynı zamanda kekik çayının içerisine ekleyeceğiniz bir kaşık balda öksürüğü yumuşatarak, balgamın sökülmesine yardımcı olacaktır.

Balgamlı öksürük neden olur?
Balgamlı öksürüğün en önemli nedeni akciğerlerde önemli bir hastalığın geliştiğini işaret eder. Bunun en basiti akut bronşittir. Akut bronşit hava yollarına mikropların inerek orada mukus oluşturması durumudur. Çeşitli mikropların hava yollarına inerek tıkanma yaratması balgamın en önemli nedenleri arasında yer alır.

Sigara
Sigara da balgama neden olan bir diğer etkendir. Sürekli sigara içen birisinin balgam çıkarması gerekir. Aksi takdirde balgam hava yollarını takıp nefes almayı güçleştirecektir.

Kötü kokulu balgam
Kötü kokulu balgamlar genellikle bir akciğer apsesinin göstergesidir. Bunun dışında çürük dişler ağız kokusuna neden olduğundan dolayı kötü kokulu balgama da neden olabilir.

Sizin İçin SeçtiklerimizVikings: Free Online GameBu oyunu 1 dakika oyna ve neden herkesin bu oyunun bagimlisi oldugunu gorVikings: Free Online GameBurgan BankGünlük %11,50 Faiz İle Vade Beklemeden Kazanç Dönemi BaşladıBurgan BankVodafoneKısa Süre için 7 GB 29 TLVodafoneTaboola'danTaboola'dan aac4a661379c4a09a34386b19f6308c2

15 Aralık 2019 Pazar

Uzmanı uyardı: Açıkta satılan kekikler 'cesettir'

Hile yapılan ürünlere bir yenisi daha eklendi. Fitoterapi Uzmanı Prof.Dr. Erdem Yeşilada, "Piyasada açıkta satılan kekikler, kekik değil. Kekiğin içinde bulunan ve kokusunu veren uçucu yağı arıtma yöntemiyle almışlar. Uçucu yağı alınıp posası kalan kekiğin hiçbir faydası yok, bize 'cesetleri' satıyorlar" dedi. Peki, gerçek kekik nasıl anlaşılır? Gerçek kekiğin rengi ve kokusu nasıl olur?

Aromalı kokusu ve lezzetli tadı ile yemeklerin vazgeçilmezi olan kekikte 'uçucu yağ' hilesi yapıldığı ortaya çıktı. Fitoterapi Uzmanı Prof.Dr. Erdem Yeşilada tarafından yapılan araştırmada, yağı ve suyu arıtma yöntemiyle alınan kekiklerin posasının piyasada, 'gerçek kekik' olarak satıldığı belirlendi.


'Açıkta satılanların hiçbirinde faydalı madde yok'

Aktarlarda açıkta satılan kekiklerin içinde faydalı olan, kokusunu veren etkili maddelerin olmadığını söyleyen Prof.Dr. Yeşilada, "Marmara Bölgesi'ndeki şehirlerden açıkta satılan kekikleri toplayıp bir araştırma yaptık. Maalesef açıkta satılan kekiklerin hiçbirinde faydalı olan etkili maddeler bulunamadı. Çünkü kekikteki uçucu yağlar para ettiği için arıtma yöntemiyle onu alıyorlar, bu arıtma sırasında görsel olarak bitki bozulmuyor onu kurutup bize kekik diye pazarlıyorlar. Piyasada açıkta satılan kekik diye aldığımız hiçbir kekik yeterli miktarda uçucu yağ taşımıyordu. Bu etkili bileşenleri almışlar bize 'cesetleri' satıyorlar. Niye ceset diyorum çünkü uçucu yağ gittikten sonra nemlenen bitki kurumaya bırakıldığında karaciğere zarar veren aflatoksin denen mantarlar, bakteriler üremeye başlayabiliyor" diye konuştu.

'Arıtma ile hepsini alıyorlar'

Çalışmayı yapma nedenini açıklayan Prof.Dr. Yeşilada, "Zeytinyağının içerisine güzel aroma veriyor diye kekik koyarım, aldım kullandım hiç lezzeti yok ot gibi bir şey. İşte çalışmayı bunun üzerine yaptık. Maalesef böyle bir sonuç elde ettik, açıkta satılan hiçbir kekikte etkili bileşen olan uçucu yağ yok. Sadece Çanakkale'de pazarda satış yapan köylü kadından aldığımız kekikte uçucu yağ çıktı. Kadının distilasyon yani arıtma tesisi olmadığı için doğadan toplayıp pazara getirmişti. Dışına bakınca kekik, demet halinde koymuşlar, hafif ufalayınca kokusu geliyor ama uçucu yağ oranı yüzde 0,5 çıktı halbuki bu oranın yüzde 2,5 olması lazım. Etkili bileşenler arıtmayla alınmış" ifadelerini kullandı.

Kekik mikroplardan koruyor

Kekiğin içinde bulunan ve kokusunu veren uçucu yağların kışın hastalıklardan koruduğunu aktaran Prof.Dr. Yeşilada, "Kekik insanı mikroplardan korur, buzdolapları yokken et gibi bozulan besinleri ya tuza ya da kekiğe yatırırlardı. Dolayısıyla uçucu yağlar son derece koruyucudur. Mısırlıların bugüne kadar gelen mumyalama teknikleri uçucu yağlar sayesinde olmuştur. Bu suretle mikroplar ölüyü çürütemiyor. Kekik mikroorganizmalara karşı büyük bir savaş veriyor, çok kuvvetli mikrop giderici özelliği vardır" diye konuştu.

Açıkta satılan baharatlar neden sağlıksız?

Bitki çaylarını birçok kişinin baharatçı ve aktardan aldığını söyleyen Prof.Dr. Erdem Yeşilada, "Bu yerler, uzun yıllar önemli işlev görmüştür ama artık günümüzde temiz doğa kalmadı. Manavdan veya pazardan aldığınız meyve ve sebzeyi yıkıyorsunuz. Kurutulmuş açıkta satılan bitkileri aldığınızda yıkayamazsınız, içerik gider. Ayrıca nerede, nasıl kurutulduğunu bilmiyoruz. Bitkileri özel aletlerde ve ortamlarda kurutmak gerekiyor. Açıkta serip kuruttuğunuzda ne kadar sinek konduğunu, onların kalkıp kalkmadığını, çevredeki vasıtaların ve endüstriyel tesislerin yaptığı kirlilikleri bilmiyoruz, açıkta satılan baharatları alırken bunları düşünmek lazım" dedi.

Gerçek kekik nasıl anlaşılır?

Manisa Kırkağaç'ta yöredeki dağlardan topladığı kekiğin suyu ve yağını çıkartıp çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere bitkisel kür hazırlayan Fitoterapi Uzmanı Şevki Güngör ise, "Gerçek kekik aromalı ve açık yeşil renkte olur. Posası ise kahverengi ve kokusuzdur" açıklamasında bulundu.

e681ce961c1c4dcca1b0514742351cad

Kireçlenme ağrısından kurtulmanın yolları

Sabah uyandığınızda ağrı hissediyorsanız ve eklemlerinizde sertlik varsa dikkat! Kireçlenme yani tıp dilindeki ismi ile osteoartrit, yarattığı hareket zorluğu ve ağrılar nedeniyle canınızı sıkabilir. Bu hastalıktan kurtulmanın yollarını Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Özgür Ortak anlattı

Kireçlenme nedir?

Halk arasında kireçlenme olarak bilinen osteoartrit, yaygın bir eklem iltihabıdır. Çoğunlukla 45 yaşından sonra başlayan kireçlenme problemi özellikle de bel ve boyun bölgesini etkiler. Çünkü omurganın en hareketli bölgeleri bu alanlardır. Omurlara fazla yüklenilmesi ve kemiklerin uçlarındaki koruyucu kıkırdak yapının zamanla azalması sonucunda ortaya çıkar. Kıkırdakların aşınmasıyla meydana gelen kireçlenme, dokularda tahribata yol açar. Bu durum hastalığın ağrılı bir şekilde kendini göstermesine yol açar. Kıkırdak kaybı arttıkça hastalar hareket ederken bile zorlanmaya başlar.

Kireçlenme neden olur?

Kireçlenme çeşitli sebeplere bağlı olarak gelişen bir eklem problemidir. Ancak en çok; -Geçirilen enfeksiyonlar, -Genetik faktörler, -Obezite, -Hareketsiz yaşam, -İskelet sistemi ve bağ dokularını etkileyen genetik veya otoimmün bozukluklar, -Kalıcı iltihaplar, -Kalsiyum metabolizması bozuklukları, -Kalsiyum oranının kemiklerden çok kanda olması sebebiyle ortaya çıkar.

En çok kimlerde görülür?

-Diyabet hastalarında, -Sporcularda, -45 yaş üstü insanlarda, -Menopoz döneminde olan kadınlar, -Kalsiyum esaslı fosfat bağlayıcılar kullanan kişiler.

Kireçlenmenin belirtileri nelerdir?

Hastalığın ortaya çıkmasıyla birlikte kişiler hareket ettiklerinde veya eklemlerini zorladıklarında çok şiddetli ağrılarla karşılaşırlar. Bunun yanı sıra; -Sabah uyandığında hissedilen ağrı, -En küçük bir basınçta bile oluşan hassasiyet, -Eklemlerde meydana gelen esneklik kaybı, -Eklemde sertlik, -Hareket ederken eklemlerden gelen çıtırtı sesleri, -Eklemlerde batma hissi. Kireçlenme vücudun farklı bölgelerinde meydana gelebilir. Bu noktadan hareketle ortalama 5 farklı kireçlenme çeşidi olduğu söylenebilir. Bunlar; kalp kapakçıkları, küçük ve büyük arterler, beyin, böbrek, mesane ve safra kesesi, göğüsler, kaslar ve yumuşak dokulardır.

Kaç tür kireçlenme vardır?

Hastalar eklemlerinde yaşadığı ağrı sonucunda ilgili branşta uzman bir hekime başvurmalıdır. Hekim fiziki muayene sonrası birtakım radyolojik testler isteyebilir. Bu durumda hastanın düz röntgen veya MR'ı çekilir. Aynı zamanda hastalığın seyrine göre hastadan EMG de istenebilir.

Kireçlenme nasıl tedavi edilir?

Kireçlenme tedavisinin yöntem ve kapsamını hastalığın şiddeti belirler. Bu noktada doktor, hastanın eklemlerindeki kireçlenmenin boyutuna göre; -Yatak istirahati, -İlaç tedavisi, -Fizik tedavi, -Bel enjeksiyonları, -Egzersiz programı, -Daha ileri vakalarda cerrahi yöntemlere başvurabilir.

d0b38cde2fec4caeae626db4588ef469

Çocuğunuzu enfeksiyondan korumanın 9 yolu

Okula giden çocuklar gitmeyenlere göre daha sık solunum yolu enfeksiyonu geçiriyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Ahmet Soysal çocukları enfeksiyon hastalıklarından korumanın yolları hakkında bilgi verdi.

Okula giden çocuklar gitmeyenlere göre daha sık solunum yolu enfeksiyonu geçiriyor. Özellikle okula başlanan ilk yıl daha fazla yaşanan enfeksiyonlar zamanla bağışıklık sisteminin gelişmesiyle azalmaya başlıyor. Kreşe giden bir çocuk nerdeyse ayın 10 gününü hasta olarak geçirebiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Ahmet Soysal çocukları enfeksiyon hastalıklarından korumanın yolları hakkında bilgi verdi.

Çocuğunuza el yıkama alışkanlığı kazandırın

Kreş ve okul ortamında mikroplar damlacık, hava yolu, temas veya oral yolla bulaşmaktadır. Okul ortamında hasta çocukla direk temas, hasta olan bir çocuğun hapşırması- öksürmesi ile mikropların havaya salınması veya ortamda, gıdalarda bulunan mikropların eller vasıtasıyla vücuda girmesi sonucu enfeksiyon hastalıkları hızla yayılabilmektedir. Enfeksiyonların bulaşmasını önlenmede en önemli noktalardan biri el temizliğidir. Anne babaların çocuklarına el yıkama alışkanlığını kazandırmaları gerekmektedir. Bu yüzden;

- Okula girmeden önce ve çıkarken
- Yemekten önce ve sonra,
- İlaç veya şurup içmeden önce ve sonra
- Ortaklaşa su ile yapılan aktivitelerden önce ve sonra
- Tuvaletten sonra
- Vücut sıvıları ile temas sonrası (kan, mukus, kusmuk, balgam)
- Hayvanlar ile temas sonrası, hayvan kümesleri veya kafesleri ile temas sonrası
- Oyun parkında veya alanında oynadıktan sonra
- Çöp veya çöp kutuları ile temas sonrasında eller su ve sabunla yıkanmalıdır.

Çocuğunuzun ellerini ıslak mendille temizlemeyin

Kreş ve okullarda kapı kolları, tuvalet lavaboları, yazı tahtaları, yemek masaları, lavabolar, bilgisayar klavyeleri gibi sık temas edilen yüzeyler mikrop kaynağı olabilmektedir. Bu yüzden anne babaların çocuklarına el yıkama alışkanlığı edindirmeleri enfeksiyonlardan korunmak için en önemli basamaktır. Islak mendille ellerin silinmesi el hijyeni sağlamaz hatta mikrobun bir elden diğer ele bulaşmasına bile neden olabilmektedir. Islak mendil sadece kirlerin temizlenmesinde kullanılmalı, sonrasında eller su ve sabun ile yıkanmalıdır.

Çocuğunuzu bu önlemlerle enfeksiyonlardan koruyun:

1. Çocuğunuza el yıkama alışkanlığı edindirin.
2. Çocuklara hapşırma veya öksürme sırasında ağızlarını kolları ile kapatmaları öğretilmelidir.Böylece damlacık yolu ile mikropların bulaşmaları önlenebilir
3. Çocuklara düzenli diş fırçalama alışkanlığını kazandırılmalıdır.
4. Sağlıklı ve dengeli beslenmelerine dikkat edilmelidir.
5. Çocukların egzersiz yapmaları sağlanmalı, bunun için sevdikleri bir spor faaliyetine düzenli olarak devam ettirilmelidir.
6. Düzenli olarak uyumaları sağlanmalıdır.
7. Çocukların aşılarının tam olması sağlanmalı, yıllık grip aşılarının yapılmasına dikkat edilmelidir.
8. Anne ve babalar ev içinde ve balkonda sigara içmemelidir. Hatta anne ve babaların hiç tütün alışkanlığı olmamalıdır.
9. Ev ortamının uygun sıcaklık ve nem oranında olması sağlanmalı ve ev düzenli olarak havalandırılmalıdır.

Okulda karşılaşabileceği enfeksiyonlardan korunmayı öğretin

Çocuğun enfeksiyonlardan korunabilmesi için zamanının büyük bir çoğunluğunu geçirdiği okul ve kreşlerde de önlemlerin alınması gerekmektedir. Okul ve kreşte görevli olan öğretmenler veya bakıcıların çocukların el yıkama alışkanlığını gözlemlemesi önemlidir. Enfeksiyonlu çocukların okula devam edip etmemeleri kontrol edilmeli, çocuklarla teması olan bakıcı, öğretmen ve diğer personelin boğmaca, grip, kızamık, suçiçeği gibi hastalıklara karşı aşılı olduklarından emin olunmalıdır. Kreş ve okulda çalışanlar çok fazla takı takmamalı, yapay ve uzun tırnak kullanmamalı ve tırnakları kısa kesilmiş olmalıdır. Mikroplar nemli ortamlarda çok kolay ürerler.

Özellikle kapı kolları, tuvaletler, oyun sahaları, oyuncaklar, oyun masaları, ayakkabı ile dolaşılan yüzeyler, yemekhane masaları, çatal, bıçak, kaşıklar, su bardakları, yemek tepsileri ve benzeri eşya ve aletler mikrop kaynağı olabilir. Bu yüzden bunların temizlenmesi gerekli ise dezenfekte edilmesi sağlanmalıdır. Kreş ve okullarda oyuncaklar yıkanabilen veya silinebilen maddelerden yapılanlardan seçilmelidir. Oyuncaklarda mikrop kaynağı olabilir. Her sınıfın ayrı bir oyun ve oyuncak takımı olmalı, sınıflar arasında mümkün ise oyuncak paylaşımı olmamalıdır.

7fddd4ed1c03426889ef09c34c104cff

Kadınlarda polikistik over sendromuna dikkat!

Polikistik Over Sendromu, kadınlardaki önemli bir yumurtlama problemidir. Bu sorun, toplumdaki her 5 kadından birinde görülebiliyor. Kadın hastalıkları doğum ve tüp bebek uzmanı Op. Dr. Suzan Gençsoy konu hakkında bilgiler verdi.

Kadın vücudunda bulunan iki yumurtalık, her adet döneminde döllenmeye müsait bir olgun yumurta geliştirir. Bu yumurta gelişimini ve olgunlaşmasını "Follikül" adı verilen içi sıvı dolu bir kesecikte tamamlar. Polikistik over sendromu'nda ise birçok yumurta aynı anda olgunlaşmaya çalışır fakat bunu başaramazlar. Sonuçta birçok yumurta vardır ama bunların hiçbiri gelişip döllenme yeteneği kazanamazlar.

Çocuk sahibi olmak amacı ile tüp bebek merkezlerine başvuran kadınların yaklaşık %20' sinde yumurtlama problemi mevcuttur. Yumurtlama problemlerinin en önde gelen sebebi ise Polikistik Over Sendromu adı verilen durumdur. Özellikle bir kadın düzensiz adet görüyor, tüylenmede artış mevcut ve kilosu da normalin üzerinde ise, bu sendromdan kuvvetle şüphelenilmeli, gerekli muayene, ultrason ve tetkikler yapılarak durum açıklığa kavuşturulmalıdır.

Hastalık nasıl tedavi edilir?

Tedaviyi planlarken öncelikle bu hastaların diyetisyen gözetiminde ideal kilolarına inmeleri sağlanmalıdır. Gerekirse insülin direncini kırmak için şeker hastalarında kullanılan "Metformin" ilaç tedavisi bu dönemde kullanılabilir. Tıbbi tedavi ve kilo kaybı sonucunda adette önemli oranda düzelme olabilmekte, yumurtlama probleminin ortadan kalkmasıyla bazen gebelik kendiliğinden oluşabilmektedir. Ancak bu işlemlerden sonra adet düzensizliği devam ediyorsa, yumurtlamayı uyaran ilaçlar ve hormon iğneleri uygulanabilir. Bu takipler sonucu gelişen yumurtalardan normal ilişki önerilerek veya aşılama yöntemi ile gebelik oluşturulmaya çalışılır. Yapılan takip ve aşılama ile gebelik elde edilememiş ise tüp bebek yöntemine geçilmesi önerilir.

bc8938c7bdad4bb7bd13898591ca2a43

13 Aralık 2019 Cuma

Ülkelerde zararlı bulunan 10 yiyecek

Sağlığımıza zararlı fakat günlük hayatta bilmeden tükettiğimiz birçok besin var. İşte bunlardan bazılarının hangi ülkelerde yasaklı oldukları haberimizde.

1- Tavuk

Avrupa'da ve Büyük Britanya'da 1997'den beri klorla işlem görmüş tavuk satışı yasak. Çeşitli bakterilerin ortaya çıkmasına sebep olan klorla işlenmiş tavuklar 2010'dan beri Rusya'da da yasak.


2- Tahıl barlar

Danimarka'da, tahıl barları çok sık yenirse çocuklar üzerinde olumsuz etkiler bırakıp zararlı olacağından yasaklanmış.


3- Soya sosu

Soya sosunun bir kısmı genetik olarak işlendiğinden dolayı pek sağlıklı olduğu düşünülmemekte. Genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) Avrupa'da, Rusya'da, Basra Körfezi ülkelerinde yasaklandığından bu ürünlere çok da sağlıklı bakılmıyor.


4- Et

Ractopamine, bazı sığır ve hindilerin üretiminde kullanılıyor ve onların hızlı büyümelerine sebep oluyor. Bu sebeple Çin, Rusya ve Avrupa ülkelerinin yer aldığı toplamda 160 ülkede "Ractopamine" ile büyütülen bu hayvanların etleri yasaklı. 


5- Cips

Kanada'da ve Amerika'da Olestra denilen sentetik yağların yerine kullanılan maddeyle üretilen patates cipslerin üretimi yasaklı.


6- Elma

ABD'de yapılan bir araştırma sonucunda DPA denilen kansere sebebiyet verebilecek bir madde tespit edilmiş ve bu maddenin katılarak üretildiği elmalar 2012'den beri Avrupa'da yasaklanmış.


7- Jelatinli jöle tatlılar

Küçük kaplardaki jöle kıvamındaki jelatin tatlılar çocuklar için son derece tehlikeli kabul edildiğinden Avrupa ülkelerinde, Avustralya'da ve diğer bazı ülkelerde de yasaklanmıştır.


8- Ekmek

"ADA", unu beyaz yapmaya yarayan ve ürünlerin tazeliğini artırmak için kullanılan bir madde. Alerjiye ve astıma sebebiyet verebileceğinden Avrupa ülkelerinde ve Avustralya'da yasaklanmış, dolayısıyla "ADA"nın katıldığı ekmeklerin yapımı durdurulmuş.


9- Hazır patates püresi

"BAA" hazır patates püresi üretmek için kullanılan bir madde. İnsan sağlığına zararlı olduğu ortaya çıkan madde ile üretilen hazır patates pürelerinin Japonya ve bazı Avrupa ülkelerinde kullanılması yasaklandı.


10- Margarin

Trans yağların zararlı olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Margarinin içinde trans yağın bulunduğu net bir şekilde biliniyor. Trans yağlı gıdalardan olan margarin, Kanada, İsviçre ve Danimarka'da yasaklanmış.


94d6894c814543ada5f88db63197bb7e

Pratik saç toplama yöntemleri

Kuaföre gitmeye vaktiniz yoksa evde yapabileceğiniz kolay saç toplama yöntemleri işinize yarayabilir. Adımları takip edin, evinizde kendi kuaförünüz olun!

Nemli saçı ortadan ikiye ayırın ve  rulo yapın, saç kurutma makinasıyla kurutun.


Dalgaların kalıcı olmasını istiyorsanız kıvırdıktan sonra köpük sürebilir ve köpükle kurutabilirsiniz.


Elektiriklenen saç telleri için en pratik yöntemlerden birisi bir miktar hindistancevizi yağını elektiriklenen bölgeye sürmek. Bunun haricinde yapabilecekleriniz de var...


Saç spreyini allık fırçasına sıkın ve elektiriklenen bölgeye kompres şeklinde uygulayın. Böylece saç derinize doğrudan saç spreyi sıkmamış olursunuz.


Saçın alt kısımlarını eşit miktarda ayrın ve saçınızın geri kalanını bu iki parçayla toplayın.


Bir ya da ik defa bağlayın. alttan tel tokayla tutturun.


Alnınızdaki saçlarını ince bir tarak yardımıyla alttan yana doğru tarayın.


Yana taradığınız saçlara az miktarda saç spreyi sıkın.


Saçı rulo şeklinde ikiye ayrın ve birbirine dolayın.


Ensenizde rulo yaptığınız saçları sarma yapın...


Ve tel tokayla tutturun...


d4e99b1ee3b34ddaa3ec0a77862e20e1